Ali Şeriati Kimdir?
Ali Şeriati , 1933 yılında Doğu İran’da küçük bir köy olan Khurasan, Mazinan’da doğdu ve babası Aqa Muhammad Taqi Shariati tarafından eğitildi. Gençliği, babasının İslami Öğretilerin Yayılım Merkezini kurduğu Meşhed’de geçti. Liseden sonra Öğretmen Eğitim Koleji’ne girdi ve babasının merkezinin aktif bir üyesi oldu. 1956’da Meshad Üniversitesi’ne girdi, 1960’ta mezun oldu. 1960’dan 1964’e kadar bir devlet bursu, Paris Üniversitesi’nde öğrenim görmesine olanak sağladı; burada sosyolojik bir fikir edindi ve ünlü Fransız alim Louis Massignon ile İslami çalışmalar sürdürdü. Fransa’da, Jean-Paul Sartre, Albert Camus ve Franz Fanon’un radikal Marksizminden etkilendi. Bu etkiye rağmen, bu düşünürleri geleneksel dini reddetmeleri için eleştirdi ve yoksun milletlerin tek başına Batı emperyalizmini dengeleyebilmesinin tek yolunun dini geleneklerin koruduğu kültürel kimliğe dayandığını öne sürdü.
Fransa’da Şeriati , İran Şahına direnişi destekleyen Mehdi Bazargan ve Bani Sadr gibi diğer İranli gurbetçilerle birleşmişti. Beklenmedik bir şekilde, 1964’te İran’a döndüğü için bir süre hapsedildi. Tahran Üniversitesi’nde öğretmenlik görevine geri dönmesine rağmen, Meshad Üniversitesi’nde bir pozisyon bulunana kadar çeşitli liselerde ders verdi. Orada, sosyolojik bir yaklaşım kullanarak İslam doktrinini öne süren yenilikçi bir yöntem kullanarak popüler bir öğretmen oldu. Bazı Müslüman din adamları İslami uzmanlık eksikliğini eleştirirken, diğerleri modernleşme girişimlerine sempati duydu ve yazılarının içeriğini gözden geçirmesine yardım etti. Ancak sınıfları, askıya alınan devlet kurumunu tehdit etti.
1965’te Tahran’da bir Müslüman dini öğretme merkezi olan Husaniya-yi Irshad’ı kurdu ve 1967’de oraya taşındı. Ümmayyalılara (MS 660-750) karşı mücadelelerde Husayn’ın şehitliğine adanmış bir kurum seçimi vurgulandı. Politik etkisi öyle büyüktü ki, rejim onu 1973’te tekrar tutukladı ve Husaniya’yı kapattı ve çalışmalarını yasakladı. 1975’te serbest olmasına rağmen, özgürlüğü kısıtlandı. Haziran 1977’de, destekçileri ısrar ettiği İran gizli polisi SAVAK’ın dahil olduğunu öne sürdüğü şartlar altında öldüğü İngiltere’ye gitti.