Felsefe ve bilim ilişkisi
Bilim ve felsefe arasındaki bağlantı binlerce yıl boyunca sürdü. Günümüz koşullarında sadece korunmakla kalmadı aynı zamanda önemli ölçüde güçleniyor. Bilimsel çalışmanın ölçeği ve araştırmanın sosyal önemi büyük oranlarda kazanmıştır. Örneğin, felsefe ve fizik ilk başta özellikle Galileo, Descartes, Kepler, Newton, Lomonosov, Mendeleyev ve Einstein’ın çalışmalarında ve genel olarak geniş bir bakış açısına sahip tüm bilim insanlarının çalışmalarında organik olarak birbirine bağlandı.
Bir zamanlar, felsefenin bilimler bilimi, onların en üstün yöneticisi olduğu söylenirdi. Bugün fizik bilimlerin kraliçesi olarak kabul edilir. Her iki görüş de belirli bir doğruluk ölçütü içerir. Geleneği ile fizik, çalışmanın belirli hedefleri ve çok çeşitli kesin gözlem ve deney yöntemleri, bilgi alanlarının tümü veya neredeyse tamamı üzerinde istisnai olarak verimli bir etkiye sahiptir.
Felsefe, “bilimlerin öz farkındalığı” ve muhtemelen tüm bilimlerin kendi dünya görüşlerini ve metodolojik ilkelerini çizdikleri kaynağın özünde olduğu gerçeği anlamında “bilimlerin bilimi” olarak adlandırılabilir. yüzyıllar kısa ve özlü formlara indirgenmiştir.
Genel olarak, felsefe ve bilimler, araştırmalarda yaratıcı gerçeğe ulaşmak için yaratıcı düşünceye yardımcı olan eşit ortaklardır. Felsefe, uzmanlık bilimlerinin yerini almaz ve onlara emir vermez, ancak onları bir biliş ve dünya görüşü yöntemi ile teorik düşünmenin genel ilkeleri ile donatır. Bu anlamda bilimsel felsefe meşru olarak bilimler sistemindeki kilit konumlardan birini elinde tutar.