Egzistansiyalizm (Varoluşçuluk) Nedir?
Avrupa’da, 1930’dan 20’inci yüzyılın ortasına kadar en etkileyici olan çeşitli felsefelerden, varoluşçuluk, dünyadaki somutluğunu ve problemli karakterini vurgulayan insan varlığının bir yorumu olan felsefik düşüncedir.
Varoluşçuluk, insanoğlunu mutlak veya sonsuz bir maddenin tezahürü olarak gören herhangi bir doktrine karşıdır. Bu nedenle, bilinç, ruh, akıl, fikir veya aşırı vurguları vurgulayanlar gibi çoğu idealizm biçimlerine karşıdır. İnsanda bilinmek ya da düşünülmek için kendi öğelerinde çözülmesi gereken belirli ve tam bir gerçekliği gören herhangi bir doktrine karşıdır. Bu nedenle, herhangi bir nesnelcilik veya bilimciliğe karşı çıkıyor, çünkü bu yaklaşımlar dışsal gerçeğin çirkin gerçeğini vurgulamaktadır.
Diğer bir deyişle, varoluşçuluk, herhangi bir gereklilik türüne karşıdır; Çünkü varoluş, bireyin seçebileceği ve kendisini projelendirebileceği olasılıklardan oluşur. Varoluşçuluk, herhangi bir solipsizme (tek başına var olduğumu tutan) veya herhangi bir epistemolojik idealizme (bilgi nesnelerinin zihinsel olduğunu tutan) karşıdır, çünkü varoluş, diğer varlıklarla olan ilişkidir, daima bu varlıkların varlığına doğru, kendisinin ötesine uzanır; tabiri caizse aşkınlıktır.