17. Yüzyıl Felsefesi
On yedinci yüzyılda, İngiltere’nin ilk uluslararası varlık ve kalıcı etki filozofları ortaya çıktı. En ünlü isimleri, Hobbes ve Locke, Avrupa felsefesindeki en büyük isimler arasındadır. Bacon da, büyük düşünürlerin bu takımyıldızına aittir, ancak bir filozof olarak statüsü, modern bilimin babası statüsüyle gizlenme eğilimindedir. On yedinci yüzyıl normalde orta çağlardan beri entelektüel hayata egemen olan Aristoteles sentezinin parçalanmasının ardından modernitenin şafağı olarak kabul edilir. Bu dönüşümsel değişim döneminde, Bacon, Hobbes, Locke’un Avrupa felsefesinin şekline kendi zamanlarından günümüze önemli ölçüde katkıda bulunduğu kabul edilmektedir. Ancak bu rakamlar izolasyonda işe yaramadı.
On yedinci yüzyıl felsefesini devam eden bir konuşma olarak görüyor: tüm konuşmalar gibi, bazı sesler de baskın olacak, bazıları diğerlerinden daha ikna edici olacak ve kibardan polimere, aslına bakacak kadar iç içe olan tonlarda muazzam farklılıklar olacak. Konuşma modeli, aksi takdirde iskonto edilecek olan seslerin duyulmasını sağlar. Normalde felsefe (örneğin, Cherbury, Herbert, Cudworth, More, Burthogge, Norris, Toland) ve özellikle kadın filozoflar olmak üzere tamamen göz ardı edilmiş diğerlerinin “küçük” oyuncuları olarak kabul edilen rakamların önemini göstermektedir. En önemlisi, on yedinci yüzyıl felsefesi ile geçmişi arasındaki kırılmayı vurgulamak yerine, konuşma modeli Rönesans ve on yedinci yüzyıl arasındaki sürekliliği takip etmeyi mümkün kılarken, on yedinci yüzyıl boyunca ve on sekizinci yüzyıla kadar olan süreyi takip etmeyi mümkün kılar.